İleri Yaş
Doğurganlık Yaşla Değişmektedir
Ergenlik sonrası kadınlar ve erkekler doğurgan hale gelir. Kızlarda doğurganlığın başlangıcı adet döngüsünün başlaması ile olur. Kadınların menopozdan sonra hamile kalamadıkları bir gerçektir. Yaş ilerledikçe doğurganlık azalır ve menopozdan yaklaşık 5-10 yıl önce doğurganlığın bitmesi beklenir. Günümüzde kadınlar aile kurmayı 30’lu yaşlara erteledikçe yaşa bağlı kısırlık daha yaygın hale gelmektedir. Kadınların sağlıklı yaşam tarzlarına rağmen doğurganlığın azalması önlenemez. Yumurta sayısı yaşla birlikte azaldığından bu durumun çok daha erken başlayabileceği unutulmamalıdır.
Yumurtlama ve Adet Döngüsü
Kadınlar üreme yıllarında her ay düzenli adet döngüsüne sahiptir çünkü her ay yumurtlama gerçekleşir. Yumurtalar sıvı dolu foliküller içinde olgunlaşır. Hipofiz bezinden salgılanan FSH hormonu folikülleri uyarır. Olgunlaşan yumurta döllenirse rahim duvarına yerleşir, döllenme olmazsa adet kanaması gerçekleşir. Ergenlikte döngüler düzensiz olabilir ancak 16 yaşından sonra düzenli hale gelir. Bir kadın 12 ay boyunca hiç adet görmediyse menopoz dönemindedir.
Yaşlanan Kadınlarda Doğurganlık
Doğurganlığın en yüksek olduğu dönem 20’li yaşlardır. 30’lu yaşlarda azalma başlar, özellikle 35 yaşından sonra hızlanır.
- 30 yaşındaki sağlıklı bir kadının her döngüde hamile kalma şansı: %20
- 40 yaşında bu oran: %5’ten daha az
Menopoz ortalama 51 yaşında olur ancak çoğu kadın 40’lı yaşlarda hamile kalmakta zorlanır. Bunun nedeni yumurta sayısı ve kalitesindeki azalmadır.
Yaşlanan Erkekte Doğurganlık
Erkeklerde sperm kalitesi yaşla azalır ancak genellikle 60 yaşına kadar belirgin sorun yaşanmaz. Erkeklerde doğurganlıkta üst yaş sınırı yoktur. Yaşla birlikte sperm hareketliliği azalabilir, genetik kusurlar artabilir. Ayrıca bazı medikal sorunlar cinsel fonksiyonları etkileyebilir. Düşük testosteron seviyesi libido kaybına yol açabilir.
Yumurta Kalitesi
Yaşla birlikte yumurta kalitesi azalır. En önemli sorunlardan biri anöploidi yani yumurtada fazla veya eksik kromozom bulunmasıdır. Bu durumda oluşan embriyo genetik olarak anormal olur ve çoğu zaman düşükle sonuçlanır. Down Sendromu en bilinen örnektir.
Yumurta Sayısı
Kadınlar doğduklarında yaklaşık 1 milyon folikülle doğar. Ergenliğe gelindiğinde bu sayı 300.000’e düşer ve yaşam boyu yalnızca 300 kadarı yumurtlama ile kullanılabilir. Bu azalma yumurtalık rezerv kaybı olarak adlandırılır.
Yumurtalık rezervi testleri:
- 3. gün FSH ve östrojen testi
- AMH (Anti-Müllerian Hormon) testi
- Antral folikül sayımı (ultrason)
Ancak bu testlerin hiçbiri %100 güvenilir değildir, sadece rezerv hakkında fikir verir.
Kısırlık Değerlendirmesi ve İlerleyen Annelik Yaşı
Kısırlık tanısı genellikle 1 yıl korunmasız ilişkiye rağmen gebelik oluşmadığında konur. Ancak kadın 35 yaşından büyükse bu süre 6 aya indirilmelidir. Değerlendirme sürecinde:
- Yumurtlama düzeni
- Fallop tüplerinin durumu
- Rahim yapısı
- Sperm analizi
Değerlendirme genellikle 6 ayda tamamlanır ve uygun tedavi planlanır. Ayrıca diyabet, yüksek tansiyon gibi hastalıkları olan kadınların gebelik öncesi kontrole gitmesi gerekir.
Tedavi Seçenekleri
Kısırlığın nedeni bulunursa özel tedaviler uygulanabilir. Nedeni bulunamayan kısırlıkta ise:
- Zamanlı aşılama (IUI)
- Tüp bebek (IVF)
IUI işleminde sperm doğrudan rahme yerleştirilir. IVF işleminde ise yumurtalar toplanarak laboratuvar ortamında döllenir ve embriyo rahme transfer edilir.
Preimplantasyon Genetik Tarama (PGT/PGS)
Yeni teknolojilerle embriyolarda kromozom anomalileri tespit edilebilmektedir. Özellikle ileri yaş kadınlarda uygulanır. Embriyodan birkaç hücre alınarak genetik inceleme yapılır ve sağlıklı embriyolar seçilerek transfer edilir. Bu yöntem gebelik oranlarını artırır ve genetik hastalık riskini azaltır.